Bir Yoga Günlüğü II: Gün 4

Yarın tekrar pratiğin başına geçer miyim ümidiyle başlıyorum bu satırlara ama bunu periyodun günü değil kanın rengi belirleyecek, onu da yarın olmadan öğrenemeyeceğiz. O yüzden bugün yine tatil.

Sabahki özel dersim iptal olunca bugünü de dinlenmeye ve yoga köstebekliğine ayırdım. Köstebeklikten kastım; internette eski yoga metinleri aramak, bulmak, bulamamak, tekrar aramak, sonunda bulmak, indirmek, onun referanslarından başka bir yere gitmek, sekmeler arasında kaybolmak, yine bulamamak, pdf’leri bulunamayanların hard copy’lerini aramak, bulunca sevinmek, ve İngiltere’den gelirken acaba bana bunları getirir miydi diye ablaya sevimli bir mail taslağı hazırlamak (ve onun her şeyi bu yazı sayesiyle öğrenmesi) suretiyle yapılan periyodik arşiv kazısı. Senede üç dört defa böyle yüklü ve günler süren bir araştırmaya girişiyorum ve her seferinde elime hazine değerinde metinler geçiyor.

Ciddi bir yoga öğrencisi olmak istiyorsak bu arkeolojik kazılara zaman zaman bulaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu da eğitimimizin bir bacağını oluşturuyor bence. Ne yaparsam yapayım elime geçiremediğim metinler için henüz zamanımın gelmediğini düşünüp onları beklemeye alıyorum. Elime geçirdiğim metinlerin de hepsini anlıyor muyum, tabii ki hayır. Çoğunu anlamıyorum demek daha doğru olur; ama teorik bilgi, üzerine yine zihinle düşünürken değil; – çelişkili gibi görünse de – pratiği yaptığın sırada bedende canlanıyor ve bilinçte yerini buluyor.

Bizim hocalar sürekli pratik ve teorik bilginin elele gitmesi gerektiğini vurguladığı için uzun vakit Patthabi Jois’un “Yoga %99 pratik, %1 teoridir” sözü üzerine düşünmüştüm. Madem öyle Patthabi Jois da %50-50 demez miydi? Sonradan vardığım naçizane kanı şu oldu. Bence burada Patthabi Jois Yoga’nın bilimselliğine ve uygulanabilirliğine (practicality) bir atıfta bulunuyordu. Yani diyordu ki Yoga’da pratiğe dökülemeyen, tabiri caizse “havada kalan” hiçbir şey yoktur. Alain Daniélou’nun da dediği gibi, “The Yogi lives with cold logic.” Yogi keskin bir mantıkla yaşar. Patthabi Jois aynı zamanda da şunu vurgulamak istiyordu sanırım: Ne kadar teorik metin çalışırsan çalış, ‘mat’ın üzerine geçip bunu pratiğe dökmediğin müddetçe bir ilerleme olmaz. En azından biz sıradan ölümlülere bahşedilen Hatha Yoga bunun böyle olduğunu söylüyor. Gündelik çalışmaları aksatıp sadece teorik bilgi peşinde koşuyorsak bu da açgözlü zihnin tuzağına düştüğümüze bir işaret. O yüzden, hep denge.

Bugünlük bu kadar olsun. Akşamki ders için yavaş yavaş hazırlanıp çıkmam gerek. Bu arada 28günyoga’nıza bir çeşni katıp beş gün boyunca güzel bir toplulukla beraber yoga yapmak isterseniz, 14-18 Haziran’da Gül Dirican ile beraber yapacağımız kampa sizi de bekleriz. Kamp boyunca blogu güncel tutabilecek bir durumum/imkanım olabilecek mi bilmiyorum ama ne olursa olsun o temponun bir yerine, mümkünse de sabahın erken saatlerine bir self-pratik sığdırabilmem konusunda 28günyoga kafilemiz en büyük desteğim olacak. Hem Gül de Ashtangi’dir, o da erkencidir!

 

keyif.jpg
Foto: Faik Üstün

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s